1931 yılında ilk Avrupa yolculuğuna çıktı. Trenle yaptığı bu seyahatte dış dünyayı tanımaya başladı. Budapeşte, Viyana, Berlin ve Paris’i gördü. Ama o günlerde içini bir evham kapladı. Babasının ve kayınpederinin genç denilecek yaşlarda ölmesi onu korkutmuştu. Paris’te devrin tanınmış kalp doktoru Dr. Vacquez’e muayene oldu. Kalbinin sağlam olduğunu öğrenince çok sevindi.

1934 yılında İstanbul’da ilk teşebbüsüne başladı. Bu aynı zamanda onun ilk sanayi teşebbüsüydü. Haliç Sütlüce’de Hovagimyan Biraderler’in kurduğu boru fabrikasına ortak oldu. Ancak daha işin başında hesaplar iyi yapılmadığı için iş battı. Böyle bir iki tecrübe geçirdikten sonra, “Başkalarının kurduğu işe ortak olmam, kendi kurduğum işe ortak ararım” kararını verdi.

1937’de İstanbul’da ilk şubesini açtı. Fermenciler’de 100 bin lira sermayeli Vehbi Koç ve Ortakları Kolektif Şirketi faaliyete geçti. 1938’de de Koç Ticaret Anonim Şirketi’ni kurdu.

Artık, ülkenin sayılı ticaret adamlarından biri haline gelmişti. 1930 yılında oğlu Rahmi Koç, 1938’de kızı Sevgi Koç (Gönül) ve 1941’de de kızı Suna Koç (Kıraç) doğmuştu. Artık dört çocuk babası bir ticaret adamıydı.

1944 yılı, yıllar boyunca başarılı bir şekilde sürecek bir işbirliğinin başlangıcı oldu. Otomobil işinde daha da gelişmek için iyi bir yönetici arıyordu. Sonunda Bernar Nahum’la tanıştı ve onu transfer etti. 1944 başlarında, Bernar Nahum, Koç Ticaret A.Ş. Otomobil Şubesi Müdürü oldu. Böylece uzun yıllar sürecek bir işbirliği ve dostluk başladı.

Bu arada İkinci Dünya Savaşı devam ediyordu. 1945’te savaş sonrası ticarette öncelik kazanmak için New York'ta Ram Commercial Corporation şirketini kurdu. Ama bu şirket istediği sonucu vermedi. Bu arada lastik firması U.S. Rubber (Uniroyal) firmasının temsilciliğini aldı.

Savaş sonrası ilk Amerika seyahatine çıktı. 52 gün kaldığı bu ülkede, gördüğü herşey onu etkiledi. 102 katlı Empire State binası, yollar, binalar, fabrikalar, mağazalar, araçlar, herşey ama herşey bambaşka bir dünyanın görüntüsü gibiydi. Burada işadamlarının zamanı nasıl kullandıklarını, iş görüşmelerini nasıl yaptıklarını gördü. Bir anlamda “işadamlığı stajı” gibiydi Amerika seyahati.

Bu seyahatte Ford’la ilişkilerini geliştirdi, ama Henry Ford’la görüşmeye muvaffak olamadı. General Electric’i Türkiye'de ampul fabrikası kurmaya ikna etti. Ama içindeki evham Amerika’da da peşini bırakmadı. Önce Ford Hospital’da daha sonra Chicago’da ünlü Mayo Clinic’te muayene oldu. Yine sağlam çıktı, biraz rahatladı.

Türkiye’ye döndükten sonra Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün ısrarıyla Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeni kurulan Parti Divanı’na (Kırklar Meclisi) girdi.

1947’de kendi sermayesiyle ilk sanayi teşebbüsüne girişti. Ankara Oksijen Sanayi Şirketi’ni kurdu. Ardından bir yıl sonra da General Electric Ampul Fabrikası’nı kurdu.

Artık ticaretten sanayiye kayıyordu. Bunda, çocukluk yıllarının etkisi büyüktü. O çok iyi bir gözlemciydi. Ticarete, ticareti çok iyi yapan gayrimüslimleri izleyerek girmiş, hep en kazançlı işleri seçmişti. Sanayiye girerken de, ülkenin, insanların ihtiyaçlarını gözledi.

Artık o, ülkesinin en büyük sanayicilerinden biri idi ...

1 2 3 4 5 6 7  devam sayfası