İŞ HAYATI VE YÖNETİM İLE İLGİLİ MESAJLAR


Arçelik 1. Bayi Toplantısı, İstanbul (12 Nisan 1966)

3 Haziran 1982 Vehbi Koç’un Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen seminerde yaptığı konuşma

Türkçe’de bir söz vardır "Başında durmazsan iyi iş çıkmaz" derler. Bir iş yaptırmak için ya şahsen veya itimat ettiğiniz birinin çoğu defa başında durması lazımdır. Bu hal daha ziyade sanatkarların yaptığı işlerde, yahut tamir durumlarında mevzuu bahisdir.

Seri imalat veya fabrikasyona gelince, yani sanayimizin ürettiği mamullerde bu durum çoğu defa kalite bozukluğunda standart dışı mal üretilmesinde kendini göstermektedir.

Geçmişteki sanayileşme politikamızın icabı olarak ‘ne pahasına olursa olsun yerli imal edilsin’ felsefesi hem daha pahalı hem de daha az sofistike mal imal etmeğe bizi mecbur kılmıştır.

Geçmiş senelerde döviz sıkıntısının getirdiği, kalite, ham madde bulamamak, enerji kifayetsizliğinin yarattığı ‘dur-kalk’ şeklindeki çalışma, işçi ve işveren sürtüşmesinin bir neticesi olarak kasdi umursamazlık, ürettiğimiz malların kalitesinin daha da bozulmasına yol açmıştır.


Koç Topluluğu Müdürler Toplantısı (23 Kasım 1950)

Fakat bütün bu çarpıklıklar kapalı ekonomi sisteminde ve de enflasyonist düzende ya hiç hissedilmemiş yahut da düzeltilme zorunluluğu olmamıştır.

Ekonomimizin dışa açıldığı ve ihracat mecburiyetinin hayati olduğu bu dönemde mamullerimizin kalitesi ve Fiat rekabeti bir numaralı sorun haline gelmiştir.

Bu durum bir ara o hal almıştır ki; Türk tüketicisi dahi malların bozuk kalitesinden ‘El-Aman’ demiştir.

Koç Grubu olarak bu probleme bir çare bulmak için bildiğiniz gibi 1981 Eylül’ünde şirket müdürlerimizin iştirak ettiği 2 günlük bir ‘Kalitenin Önemi’ semineri yaptık.

Amerikan ‘General Electric’ den bir uzman geldi ve bu konuda konferans verdi. Bütün arkadaşlar görüşlerini dile getirdiler. Bir de uzun film gösterdik.


Tat Konserve tesislerinin inşaatı sırasında Vehbi Koç formenlerden biriyle (26 Mayıs 1968)

Boğaziçi Üniversitesinin çok değerli hocaları var. Kendileri yirmiye yakın işletmemizi gezmiş, çoğunuzla tanışmış ve kalite düzeltme hakkında neler yapıldığı ve nelerin yapılmadığı hakkında bilgi almıştır.

İşte bugünkü seminerimiz daha ziyade bundan sonra nelerin yapılması gerektiği hususunda fikir alışverişi için düzenlenmiştir.

Her zaman söylediğim gibi bir defa daha tekrar etmek istiyorum ki; kalite bir felsefe meselesidir.


Ankara Ticaret Odası'nda diğer üyelerle gelir vergisi hakkındaki toplantı (25 Haziran 1947)

  • Kalitenin iç piyasa, dış piyasa ayrımı yoktur. Olmamalıdır.
  • Kalite bir mal yapılırken içine konmalıdır,
  • Kaliteden ne istendiği, idareci tarafından açık ve seçik olarak tarif edilmeli. Ustabaşı ve işçi bunu sarih anlamalıdır. Aksi taktirde bu arkadaşları ‘Kalitesiz Mal İmal Ediyorlar’ diye şikayet etmek haksızlık olur.
  • Kalite felsefesi fabrikalarda nizam, intizam ve temizlikle başlamalıdır. Kirli ve intizamsız bir işletmeden kaliteli mal üretmek çoğu zaman zordur.
  • Malın kalite sorunu çok yakından ve günlük takip edilmeli ve bu konuda mazaret ne olursa olsun hiç bir taviz verilmemelidir.
  • Kaliteli mal üretebileceğimize kendimiz inanmalıyız ki beraber çalıştığımız arkadaşlara bunu ikna edebilelim.

Memleketteki üretilen malların kalitesi, bir günden bir güne bozulmamıştır. Dolayısı ile düzeltilmesini de kısa zamanda beklemek haksızlık olur. Fakat bu davanın peşinden ısrarla ve usanmadan gitmeliyiz.

Kendimize bir hedef tayin etmeliyiz. Ve o hedefe doğru adım adım ilerlemeliyiz.