ÜLKENİN GELİŞMESİNİ ETKİLEYEN 5 TEMEL KONU

Haziran 1992 3. İzmir İktisat Kongresi’nde Vehbi Koç’un Konuşması

Sayın Cumhurbaşkanı,
Sayın Başbakan,
Değerli Konuklar,

  • Türkiye’mizin dünyanın çok güzel ve imkan dolu bir ülkesi olduğunu belirterek sözlerime başlamak istiyorum.
  • Cumhuriyet devrinde, devlet ve millet el ele vererek, çok önemli işler yapmış bulunuyoruz. Bizden ileri giden gelişmiş memleketler seviyesine yükselmek mecburiyetindeyiz.
  • 1923 yılında yapılan Birinci İktisat Kongresinde, Mustafa Kemal Paşa; "Siyasi ve Askeri Zaferler ne kadar büyük olursa olsun, İktisadi Zaferlerle donatılmadıkça verimli sonuç alınamaz" , demişti.
  • Geride kalan 69 yıl boyunca bu gerçeği yaşayarak bu günlere gelmiş bulunuyoruz.
  • 1981 yılında toplanan ikinci İktisat Kongresinden bu yana, Pazar ekonomisinde çok değerli tecrübeler kazandık.

Bana konuşma fırsatı verilen bu toplantıda, ülkemizin gelişmesini etkilemekte olan beş temel konuyu, satış başları olarak dikkatlerinize sunacağım. Bunlar:

  • Ekonomide devletin rolünün azaltılması
  • Vergi meselesi
  • İstihdamın ve sanayileşmenin hızlandırılması
  • Eğitime daha çok önem verilmesi ve
  • Nüfus planlamasının etkili bir şekilde uygulanması

konularıdır.

Sayın Kongre Üyeleri,

Her türlü fedakarlığa katlanılarak kurulan Türkiye Cumhuriyetinde, sanayileşme hamlesini devletimiz başlatmıştır. Memleketimizde özel sektörün sanayileşmesi ve dünya rekabetine açılması bu sayede olmuştur. Bu vesile ile, bu gelişmelerin içinde yaşamış bir iş adamı olarak, devletimize teşekkürlerimizi sunmak isterim.

Bunun içindir ki, "Devletim varsa ben de varım" inancımı huzurunuzda tekrarlamaktan büyük bir gurur duyuyorum.

Ekonomide Devletin rolünün azaltılması gereklidir:

  • 1950’den beri KİT’lerin özelleştirilmesi konusu konuşulur. Aradan 42 sene geçmesine rağmen KİT’lerin adedi azalmamış, aksine çoğalmıştır. Bugün artık KİT’ler memleket ekonomisine çok büyük zarar vermektedir. İlk iş olarak,
  • Devlet yatırımları alt-yapı işlerine yönelmelidir. Özel teşebbüsün rekabet içinde bulunacağı hiçbir alana devlet girmemelidir.
  • Devlet Demir Yoları ve PTT gibi kuruluşlar, şimdilik devletin kontrolünde kalabilir. Büyüklükleri itibariyle özelleştirilmesi zaman alabilecek Ereğli Demir Çelik ve PETKİM gibi, temel malları üreten müesseseler, her türlü politik baskıdan korunacak bir yapıya kavuşturulmalıdır. Yöneticileri görevlerinde başarısız olmadıkça değiştirilmemelidir.
  • Rekabete açık sahalarda faaliyet gösteren "KİT" ler yerli ve yabancı özel sektöre satılmalıdır.
  • Islahı mümkün olmayan "KİT" ler vakit kaybetmeden tasfiye edilmelidir.

Vergi konusundaki görüşümü de açıklamak istiyorum:

  • Kazançlarının vergisini vermeyenler, "Ekonomik Sistemin" bozulmasına ve "Haksız rekabet" sebep olmaktadır.
  • Diğer taraftan, devletin, daha fazla vergi toplamak için, vergi nisbetlerini arttırması doğru bir politika değildir. Vergisini ödeyenden daha çok vergi almak yerine, vergi vermeyenlerden vergi alınması esas olmalıdır.
  • Halkı vergi vermeye alıştırmak için, vergi nisbetleri, verilebilir bir seviyede tutulmalıdır.
  • Vergi kaçıranlar ağır şekilde cezalandırılmalıdır.

Memleketimizin diğer önemli bir sorunu "istihdam" ile ilgilidir:


Vehbi Koç "Yaşam Boyu Başarı Ödülü" nü Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'den alırken (13 Aralık 1991)

  • Nüfusumuzun yarısının 20 yaşın altında olması ve 19 milyon çalışan insanımızın 9 milyondan fazlasının tarım sektöründe bulunması, istihdam sorununun önemini arttırmaktadır.
  • Kaba bir hesapla, 2000 yılına kadar, ülkemizde 5 milyon kişiye yeni istihdam yaratılması gerekecektir.

Bu durumda,

a- Sanayileşmeye öncelik verilmeli, yerli ve yabancı sermaye, sanayi ve hizmet sektörlerindeki yatırımlara cezbedilmelidir.

b- İstihdamı arttırmak için, ücret politikaları, verimlilikle uygun hale getirilmeli, ücretlerdeki vergi yükü azaltılmalı, yatırımlar teşvik edilmelidir.

c- İstihdamı risk haline getirecek düzenlemelerden kaçınılmalıdır.

Kalkınma, kabiliyetli, iyi eğitimli görmüş, lisan bilen gençlerimizle olur.


Ankara Üniversitesi Vehbi Koç Öğrenci Yurdu (1951)

  • Eğitimde, halkın ve özel kesimin desteğine ihtiyaç vardır.
  • Yatırım amaçlı "Eğitim Vakıfları" teşvik edilerek, özel sektörün eğitime daha fazla katkısı sağlanmalıdır.
  • Eğitimde, yerel yönetimlere daha çok görev ve sorumluluk verilmelidir.
  • Devletin sınırlı kaynakları, temel eğitim için kullanılmalıdır.
  • Temel eğitim sonrasında, ailelerin okul giderlerine katılmaları sağlanmalıdır. Başarılı ve muhtaç gençlere burs ve kredi verilmelidir.
  • Temel eğitimden sonra "Mesleki Eğitime" önem verilmelidir. Bu amaçla "İşyeri-okul" işbirliği sağlanmalıdır.

"Aile Planlaması" nın ülkemiz için olan önemi üzerinde durmak istiyorum:

a) Devlete düşen görevlerin aksamadan yapılması

b) İşsizliğe çare bulunması

c) Eğitim seviyesinin yükseltilmesi

d) Kalkınma ve gelişme hızının arttırılması için en etkili çare, nüfus artış hızının ekonomik gelişmemizle dengeli hale getirilmesidir.

  • Birinci iktisat kongresinin yapıldığı 1923 yılında 12 milyon olan nüfusumuz
  • İkinci İktisat Kongresi’nin yapıldığı 1981 yılında 46 milyona,
  • Bugün 57 milyona yükseldi
  • Son on yılda 11 milyon nüfus artışı ile Türkiye’nin insan varlığına, bir Yunanistan kadar daha nüfus eklenmiş oldu.

Nüfusumuzun her yıl 1 milyon 200 bin civarında çoğaldığı varsayılırsa, bu artış hızı devam ettiği müddetçe,

  • Eğitim, sağlık, alt yapı hizmetleri, devlet bütçesine ilave külfetler getirecektir.
  • İç göç ve sağlıksız şehirleşme daha da hızlanacaktır.
  • Büyük şehirlerdeki işsizlik sorunu ve bunun sosyal sonuçları vahim boyutlara ulaşacaktır.
  • İnsanlığı tehdit eden "Çevre Kirliliği", halledilmesi güç olan ölçülere gelecektir.

Bütün bu sebepler yüzünden, hızlı nüfus artışını ve bu artışın yaratacağı sorunları, memleketimizin en hayati meselesi olarak görüyorum ve üçüncü İktisat Kongresinde bu konuya önem verilmesini temenni ediyorum.

Sayın Kongre Üyeleri,

  • Ekonomimizin kuvvetlendirilmesi için, israftan kaçınmalı ve tasarruf ile kaynak yaratılmalıdır.
  • Ekonomisi kuvvetli olmayan ülkelerde demokrasinin yaşaması ve gelişmesi mümkün değildir.
  • Ekonomisi kuvvetli olan memleketler, daima dünyada söz sahibi olmaktadırlar.
  • Demokrasinin fazileti, artık, insanlık alemince anlaşılmış bulunmaktadır.
  • Memleketimizin çok mühim meselelerinin halledilmesinde, iktidar ile ana muhalefetin işbirliği yapmalarının çok faydalı olacağına inanıyorum.
  • Konuşmamı tamamlarken, bütün zorlukları demokrasi içinde aşacağımıza ve kısa sürede daha güçlü bir ülke olacağımıza olan inancımı, huzurunuzda tekrarlamaktan mutluluk duyuyorum.

    Üçüncü İktisat Kongresi’nin, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygı ile selamlıyorum.