Yavuz Donat / Milliyet

"Öğretmenin ölümü "

Vehbi Koç öldü...
Türkiye, büyük bir öğretmenini kaybetti.
Seneler önceydi.
Atatürk Havalimanı'nda görevliler Vehbi Bey'in yanına yaklaştılar:
- Efendim, sizi VIP salonuna alsak.
Koç, "teşekkür ederim" dedi:
- Orası önemli insanlara ait. Ben ise bir tüccarım. Ne işim var VIP salonunda.

Yine zaman tünelinden bir anı...
Vehbi Bey Ankara'ya gelmişti.
Akşam saatlerinde Turgut Tokuş'un evinde buluştuk.
Vehbi Bey, sohbet sırasında ev sahibine döndü:
- Turgut, içerdeki odada kim var?
- Kimse yok efendim.
- Öyleyse "elektirik" neden yanıyor? Turgut, hemen odanın "elektiriğini" söndür. İsraf haramdır.

Başbakan Özel ile Japonya'ya gitmiştik.
Vehbi Bey yola daha önce çıkmış, bir-iki yerde durup, dinlenmişti.
Tokyo'da, bizim kaldığımız otelde buluştuk.
Otelin alt katında alışveriş merkezi vardı.
Koç'la birlikte dolaştık.
Sık sık vitrindeki incileri gösteriyordu:
- Oku bakayım, kaç lira?
Fiyatlar korkunçtu.
Vehbi Bey yine soruyordu:
- Bu kuyumcudakiler "Türk heyetinden" değil mi?
- Evet Vehbi Bey.
- Alışveriş mi yapıyorlar?
- Galiba Vehbi Bey.
- Amanınnn!..
- Neden "amanınnn" dediniz Vehbi Bey?
- Bunlar çok mu zengin? İnciye bu kadar çok para saydıklarına göre parayı çok mu kolay kazanıyorlar?

önceki sayfa