Güneri Civaoğlu
Sabah

"Vehbi Bey"

Can Kıraç, kitabında, "Vehbi Koç'u tanıyanların zamanla O'na hayran olduklarını" yazar.
Bu satırların yazarı da, onlardan biridir.
Üstelik 20 yıl Vehbi Koç'un yakınında bulunmak şansına sahiptim. Evlerimiz çok yakındı.
Zaman zaman Pazar akşamları konuğu olurduk.
Siyaset, ekonomi, anılar konuşurduk.
Özel yaşamını da izleyebildim.
Belki bir "gen sapması" ile oluşmuştu.
Çok farklıydı.
Dokuları sadelik olan bir muhteşemdi.
Bilirim, iltifattan hoşlanmaz.
O nedenle satırlara dökemeyeceğim duyguları, sizlerle paylaşamayacağım.
Aziz Vehbi Koç'un geride bıraktığı büyük boşluğu, O'ndan bir kaç anıyla yansıtmaya çalışayım.
.....
"İşadamı partili olmaz. Her iktidarı desteklemelidir. Hükümet başarılı olursa, faydası Türkiye'ye" derdi.
Başbakanlara, muhalefet liderlerine, Cumhurbaşkanları'na özel mektuplar yazardı.
Bunlardan bazılarını gördüm.
Vehbi Bey, bu mektuplarda; şahsı ya da şirketlerinin işleri için hiçbir istekte bulunmazdı.
Sadece Türkiye'nin genel ve büyük yararları için görüşlerini çok kısa ve net belirtirdi. Ve de onlara, sağlıklarına bakmaları için nasihat eder, tavsiyelerde bulunurdu.
Kişisel ve ticari ricaları olmadığı için başı dikti.
Başbakanlar'ın davetlerine balıklama atlayanlardan değildi.
Yazılı ve özel telefon davetlerine önemli, ciddi, vakur yanıtlar verirdi.
Ayaküstü davetlere sıcak bakmazdı.
Bir kokteylde, ismini açıklamak istemediğim devrin Başbakanının, "Vehbi Bey, bizi bir yemeğe çağır artık" sözünü duymazlıktan geldiğine ve Başbakan bu isteğini üç kez tekrarladığı halde yanıtlamadığına tanık oldum.

önceki sayfa