Ertuğrul Özkök
Hürriyet

"Zeefeld kenarında gözyaşları"

Bayramın ikinci günü Avusturya'nın Zeefeld Kasabası'nda kar altında yürürken, bir yakınım Vehbi Bey'le ilgili bir hatırasını anlatıyor.
Kasabanın hemen çıkışında açık bir buz pateni pisti var. Güzel genç kızlar, genç erkekler, cıvıl cıvıl bir müzik eşliğinde dansediyorlarmış
Bir süre Vehbi Bey'le bu güzel manzarayı seyretmişler. Bunu bana anlatan kişi Koç'a, "Vehbi Bey, herhalde siz de gençliğinizde böyle güzel şeyler yaşamışsınızdır" diye sormuş.
Gerisini, bu olayı bana anlatan kişinin ağzından aktarayım:
"Bir anda Vehbi Bey'in gözlerinden yaşlar boşanmaya başladı. Biraz durdu ve şunları söyledi: 'Sen ne diyorsun? Ben bütün hayatım boyunca durmadan çalıştım. Senin anlayacağın, ot gibi yaşadım.'"
Evet, yalnız Türkiye'nin değil, dünyanın sayılı zengin insanlarından birinin, Zeefeld'in eşsiz manzarası ve eğlenen genç insanlar karşısında hissettiği şey bu olmuş.
Üç-beş damla gözyaşı ve biraz kendine acıma izi taşıyan üç-beş cümle.
Ama Vehbi Bey buydu.
Çalışan insan. Üreten ve para kazanan insan.
Vehbi Bey bana, bazen zenginliğin bedelinin sanıldığından çok ağır olduğunu anlatmıştır.
Özellikle, hak edilmiş, alınteriyle, ülke sevgisiyle edinilmiş zenginliğin.

önceki sayfa