Ertuğrul Özkök
Hürriyet

"25 Aralık sabahı"

"Geçen Kurban Bayramı'nda Antalya'da, Talya Oteli'ndeyiz. Vehbi Bey
bayram daveti veriyor. 0 sabah yataktan kalkarken düşüp
başını vurmuş. Alnında kırmızı bir yara izi var.
Başında kasketi ile havuzbaşına gelip teker teker elimizi sıkıyor.
Çok yorgun bir hali var. Ayaklarını her zamankinden fazla sürüyor.
Havuzun başında bir masaya oturuyoruz.
O sırada bir otel yetkilisi geliyor. "Efendim, sizi Cumhurbaşkanlığı
Genel Sekreterliği'nden arıyorlar" diyor. Telsiz, mobil telefon
olmadığı için, 50-60 metre yürüyüp konuşması gerekiyor.
O nedenle otel yetkilisi, "İsterseniz söyleyeyim, daha sonra biz kendilerini arayalım" diyor.
Ama o kabul etmiyor. "Devlet arıyorsa gidip konuşmamız lazım"
diyerek yerinden kalkıyor. Ayaklarını sürüye sürüye gidip konuşuyor.
Vehbi Bey buydu. Ekonomik olarak çok güçlü, ama Devlet'e karşı son
derece saygılı. Sahip olduğu ekonomik gücün dışa vurumlarında ölçüyü
hep iyi bilen, "İktidar oyununu" parmağını gözlerin içine batıra
batıra oynamayan bir insan.
Bir zamanlar bir yerlerde şöyle bir şey okumuştum:
"Para arttıkça, milli sınırlar 'insanın gözünde önemini kaybeder' diyordu.
Vehbi Bey bunun tam tersine yürüyen bir zengindi."

önceki sayfa